1e3389b4-4ce8-418c-8718-bee888d320a0

Astım nedir?

Astım, akciğerlerde (bronşlarda) solunum yollarımızı yoğun bir şekilde daraltan bir hastalıktır. Bu, bazı uyarıcıların bir sonucu olarak olur.

Bu kasılma ilaçla veya bazen kendi kendine düzelebilir. Bu daralmanın birçok nedeni vardır:

  • Bronş çevresindeki kaslar gerilebilir
  • Bronş aşırı derecede yapışkan mukus salgılayabilir
  • Bronş duvarında ödem olabilir
  • Bronştaki damarlar genişleyebilir ve yeni damarlar oluşabilir.
  • Bronşları döşeyen hücreler düşebilir.
  • Bağ dokusu artışı sonucu hücre duvarları kalınlaşabilir.
  • Bronş duvarlarında çeşitli iltihaplı hücreler bir araya gelebilir.

EVDE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Astımlıların bronşlarındaki en önemli değişiklik eozinfil hücrelerinin hakim olduğu iltihaplardır. Bu alerjik iltihap, hastalığın iyileşme dönemlerinde bile sürekli olarak mevcuttur. Astımlıların bronşları hem alerjik hem de alerjik olmayan uyarıcılara (soğuk hava, antrenman, duman, koku…) karşı aşırı hassasiyet gösterir. Buna bronş hiperaktivitesi diyoruz. Bu nedenle keskin bir koku ve sigara dumanı astımlılarda öksürük, hırıltı ve nefes darlığına neden olur. Bu bilgiler ışığında astımın üç temel özelliği olduğunu söyleyebiliriz:

  • Bronşlarda yoğun kasılma.
  • Bronşta alerjik iltihaplanma.
  • Aşırı bronş hassasiyeti.

ASTIM TÜRLERİ

Birkaç çeşit astım vardır ve çeşitli şekillerde sınıflandırılır. Ancak iki ana astım tipi vardır: -Alerjik astım, Alerjik olmayan astım.

ALERJİK ASTIM

Alerjik astımın temel özelliği hastaların duyarlı olduğu bir veya birden fazla alerjen (ev akarı, evcil hayvan, polen, aspergillus vb.) bulunmasıdır. Bu hassasiyet alerjik cilt testleri veya IgE kan değerlendirmesi ile gösterilebilir. Alerjik astımın ilk belirtileri çocukluk çağında görülür. Alerjik nezle, egzama, ilaç alerjisi, besin alerjisi vb. diğer alerjik hastalıklar hasta ve ailesinde çok sık görülür. Alerjik astım ilaç tedavisine ve immünoterapiye iyi cevap verir.

ALERJİK OLMAYAN ASTIM

Hastanın duyarlı olduğu kesin bir alerjen yoktur; cilt testleri negatif ve kandaki IgE limitleri normal. Bu hastaların astım krizlerinin nedenleri viral enfeksiyonlar (nezle, grip vb.), soğuk hava, kirli hava, sigara dumanı, ilaç (aspirin, analjezik, romatizma ilaçları…), gıda katkı maddeleri, boya, cila, vernik, parfüm, strestir. vb… Birçok hastada hastalık belirtileri 30 yaşından sonra ortaya çıkar. Diğer astım ve diğer alerjik hastalıklar, bu kişilerin ailelerinde normal insanlarda olduğu gibi sıklıkla görülmektedir. Alerjik olmayan astımın ilerlemesi, alerjik astıma göre daha kroniktir; krizler daha ağır ve tedaviye dirençlidir. Bu hastalara immünoterapi uygulanmaz.

ASTIM NASIL ORTAYA ÇIKAR?

Hem çevresel hem de kalıtsal faktörler astım üzerinde rol oynar. Bir kişinin astımlı olabilmesi için öncelikle genetik yatkınlığa sahip olması gerekir. Bu genetik yatkınlık birçok faktörün kontrolü altındadır. Böylece astıma yatkınlığı olan bir kişi, bir gün çevresel faktörlerin (kirli hava, sigara, viral enfeksiyonlar, yoğun alerjen teması…) etkisiyle astım belirtileri göstermeye başlar. Araştırmalara göre insanların yaklaşık %40’ında genetik olarak astıma yatkınlık vardır, ancak bu kişilerin ancak belirli bir kısmında astım ortaya çıkmaktadır.

ÇEVRESEL FAKTÖRLER NELERDİR?

Genetik olarak astıma yatkınlığı olan kişiler aşağıdaki çevresel faktörlere maruz kaldıklarında astım gelişme riski artmaya başlar:

  • Doğduğu günden beri alerjenlere (ev tozu, evcil hayvan, aspergillus vb…) aşırı maruz kalmış olmak
  • Annenin hamilelikte sigara içmesi
  • Çocukluğun ilk yıllarından beri evde sigara içilmesi
  • Kirli hava
  • Viral solunum sistemi enfeksiyonları (bronşiolit)
  • Evlerin sağlıksız yerleşimi (trafik, fabrika ve şantiye yakınları vb…)
  • Uygun olmayan kümes koşulları (kötü havalandırılmış, karanlık ve nemli ortamlar)
  • Yiyecek ve içeceklere eklenen çeşitli maddeler (tatlandırıcılar, koku veren ve bozulmayı önleyen maddeler)
  • Stres
  • İklim ile ilgili faktörler.

Bu çevresel faktörlere maruz kalmayan kişilerde genetik olarak astıma yatkınlık olsa da yaşamları boyunca astıma ait herhangi bir semptom göstermemeleri mümkündür. Çevresel faktörler ‘Alerji’ bölümünde ayrıntılı olarak belirtilmiştir.

EVİNİZİN FAY HATTINA UZAK OLMASI YETERLİ DEĞİL

Son zamanlarda evin bazı özelliklerinin astım prevalansı üzerinde etkili olabileceği anlaşılmıştır.

Evin katı: Bodrum ve zemin katlarda akar alerjenlerinin daha fazla olduğu ve bunun hassasiyeti kolaylaştırdığı gösterilmiştir.

Oda sayısı: Bir odanın birçok kişi tarafından paylaşıldığı evlerde astım prevalansı daha yüksektir. Burada daha fazla alerjene ve viral enfeksiyonlara maruz kalmak etkili olabilir.

Ev rutubeti: Evlerin mutfak ve bağıl nemlerinin alerjen miktarları üzerinde büyük etkisi olduğu bilinmektedir. Bir evin rutubetli kabul edilebilmesi için mutfak rutubetinin 7 gr/kg’dan, bağıl rutubetinin ise %45’ten fazla olması gerekir. Akarlar bu değerlerin altında yaşayamazlar. 1 gram ev tozunda 2 mikrogramdan fazla akar alerjeni bulunan her evde mutfak nemi 7 g/kg’dan, bağıl nem ise %45’ten fazla bulunmuştur.

Evin Havalandırılması: Evin havalandırılması rutubet için önemli bir faktördür. Mekanik havalandırma ile havalandırılan evlerde nem azalır. İyi havalandırma, saatte en az 0,5 hava değişimi (ach) olarak tanımlanır. ach’nin 0,5’ten büyük olduğu evlerde daha az akar alerjeni vardır.

Evlerdeki halılar: Duvardan duvara halı olan evlerde, halısız evlere göre çok daha fazla akar alerjeni vardır.

Evcil Hayvanlar: Evlerde akarlardan sonra en önemli alerjen kaynağı evcil hayvanlardır. Evcil hayvanlar arasında özellikle kediler önemlidir. Alerjenler kedinin derisinden veya tükürüğünden çıkar. Bu alerjenlerin çapları birkaç mikron civarındadır ve havada uzun süre asılı kalabilirler. Halı ve kumaş kaplı mobilyalarda birçok alerjen bulunur. Evin duvarlarına yapışabilir ve elbiselerle başka yerlere taşınabilirler. Son zamanlarda yapılan araştırmalar, aynı evde evcil hayvanlarla büyüyen çocuklar ile çiftlik hayvanlarıyla birlikte bir çiftlikte büyüyen çocukların astım olma olasılığının daha düşük olduğunu göstermiştir.

Evin temizlik yolu: Özel olarak geliştirilmiş yüksek teknoloji temizlik cihazları evlerdeki akar alerjenlerini azaltır.

Evin ısınma şekli: Almanya’da 5000’den fazla okul çocuğu üzerinde bir araştırma yapılmıştır. Cilt testleri ile evlerde ısınma ve yemek yapma yöntemleri arasındaki ilişkiler incelenmiş ve gazlı soba, benzinli şömine ve merkezi ısıtma ile ısıtılan evlerde yaşayan çocuklarda otopsi ve saman nezlesi görülme sıklığının ısıtmalı evde yaşayan çocuklara göre anlamlı olarak daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. yakacak odun ve kömür ile.

COPYRIGHT 2022 MONSO LTD
All rights reserved