Polenler
Polenler veya çiçek tozları, tohumlu bitkilerin erkek semen hücreleridir. Bitkinin genetik verilerini içeren polenler küresel veya eliptiktir. Bitkilerin üremesi için polenlerin başka bitkilere taşınması gerekir. Bu taşıma böcekler veya rüzgar ile gerçekleştirilir.
Bazı bitkilerin kokusu ve nektarı olan parlak polenleri vardır. Arıların ve böceklerin taşıdığı 100 mikron çapındaki polenler alerji açısından çok önemli değildir çünkü bunlar sayıca azdır ve solunum sistemine giremeyecek kadar büyüktürler. Ayrıca yapıları bal mumu gibi olduğundan böceğin ayağına veya bitkinin yüzeyine kolayca yapışır, dolayısıyla atmosfere karışmazlar. Alerji açısından önemli olan polenler 20-60 mikron çapındadır ve rüzgarla çok uzaklara taşınırlar. Bu boyutlardaki polenler rüzgar, yağmur, kuruluk, rutubet gibi bazı meteorolojik faktörlerden etkilenerek daha küçük parçacıklara ayrılırlar. Akçaağaç, dişbudak ve ıhlamur gibi bazı ağaçların hem küçük hem de büyük polenleri vardır. Polenler evimize pencere ve kapılardan hatta camlardaki tellerden bile girebilirler ama polenler hiçbir zaman atmosferdeki kadar bir odada bulunmazlar.
HER BİTKİNİN KENDİNE ÖZEL POLENİ VARDIR
Bitkilerin polen zamanları türlerine göre farklıdır. Örneğin, kozalaklı ağaçlar ve yaprak döken ağaçlar ilkbaharda polen yayar, ancak çimen ve birçok çiçek Haziran ve Temmuz aylarında polen yayar. Geç çiçek açan ağaçlar ve yabani otlar yaz sonunda polen verir. Tropikal iklimlerde polen dönemi 8-9 ay sürer. Atmosferdeki polen miktarları yıldan yıla değişmektedir. Örneğin 1993 yılında İsveç’te huş ağacı polenleri çokça görülüyordu; aynı yıl polen mevsiminde doğan çocuklarda birçok huş poleni alerjisi vardı.
HER POLEN ALERJİ YAPMAZ
Polenlerin alerjik hastalık yapma potansiyelleri birbirinden farklıdır. Bu potansiyeli belirleyen dört önemli faktör vardır: Alerjenit, Polen boyutları, Havadaki polen miktarı, Polenlerin havada asılı kalma süresi.
Alerjenit, bir antijenin hassas kişilerde antikor yapma yeteneğini uyarır. Bir polen ne kadar IgE üretimine neden oluyorsa alerjenitesi o kadar fazladır. Bir malzemenin alerjeniti kimyasal yapısına bağlıdır. Çayır polenlerinin alerjiye neden olduğu ilk kez yaklaşık 130 yıl önce Blackley tarafından bildirilmiştir. Blackley, provokasyon testleri ile polenlere maruz kalan kişilerde alerjik belirtiler ortaya çıktığını gösterdi.
Polenlerin hastalık yapma potansiyelleri hemen hemen boyutları ile ilgilidir. Polenler astıma neden olmaz, çapları 20-60 mikron arasında olduğu için genellikle alerjik nezleye yol açar, bu nedenle bronşiyollere ve alveollere ulaşamazlar. Araştırmalara göre alerjiye neden olabilmesi için bir metreküpte 25-50 polen olması gerekiyor. Bir çavdar başakının yılda 4 milyon, bir fındık ağacının 600 milyon, bir çam kozalağının 5 milyondan fazla ve bir ağacın yılda 10 milyardan fazla polen ürettiği dersek, bunun nasıl olduğu çok iyi anlaşılacaktır. soluduğumuz havada çok fazla çam poleni bulunur. Fakat çam polenleri çok fazla alerjenite sahip olmadığından çam polenlerine bağlı alerjik hastalıklar çok azdır. Gösterişli ve renkli bitkilerin daha çok alerjiye neden olduğu varsayılır. Örneğin gül nezlesi olarak bilinen hastalığa gül polenleri değil, ağaç ve çayır polenleri neden olur. Bazı polenler o kadar büyüktür ki, havada ancak kısa bir süre asılı kalabilirler ve salındıktan hemen sonra yeryüzüne düşerler. Bu nedenle herhangi bir hastalığa neden olmazlar.
POLENLERDEN KORUNMA YOLLARI
Polenlerden korunmak akarlardan korunmak kadar kolay değil çünkü soluduğumuz havayı kontrol edemiyoruz.
Her şeyden önce, hangi polene alerjiniz olduğunu bilmelisiniz. Polenlerine alerjiniz olan bitkilerden uzak durun. Polen mevsiminde pencerelerinizi ve kapılarınızı sıkıca kapatın. Arabanızda ve evinizde polen filtreli klimalar kullanın. İç mekan havanızı günlük olarak Roboclean ile temizleyin. Atmosferde polen miktarının fazla olduğu (sabahın erken saatlerinde, sıcak, kuru ve fırtınalı havalarda) dışarı çıkmayın. Mutlaka dışarı çıkmanız gerekiyorsa ağız ve burnunuz için maske kullanın. Polen mevsiminde dış spor ve antrenmanlardan uzak durun. Ağaç veya çimen dolu yerlere gitmeyin; deniz kenarını tercih edin. Saçınızı mutlaka yıkayın; çünkü polenler saçınıza yapışmış olabilir. Eve gelir gelmez elbiselerinizi yatak odası dışında bir yerde değiştirin.